YGS’de şifre sorunu ve bir öneri
YGS’de şifre sorunu ve bir öneri
Oktay Aydın – Eğitim Danışmanı – Zaman Gazetesi. 08.05.2011
Türkiye’de yükseköğretime geçiş, her yıl 2 milyona yakın adayın (2011-YGS’de 1.711.254 aday) girdiği merkezî bir sınav ve yerleştirme sistemi (ÖSYS) ile yapılıyor.ÖSYS’de sınavlar, 102’si devlet 70’i vakıf üniversitesi 172 üniversitede ve 9 vakıf-meslek yüksekokulunda (MYO), 360.968’i lisans, 310.836’sı önlisans, 22.120’si özel yetenek sınavı ile alan lisans, 693.924 yükseköğretim programına yerleştirilecek adayları belirlemek amacıyla yapılıyor. Bu belirleme işi, kontenjanlardan fazla olan başvuran adayları eleyerek yapılıyor.
Bu sistemde özel yetenek sınavı ile alan programlar dışındaki yükseköğretim programları 18 ayrı puan türü ile (YGS bağlantılı 6 ve LYS ilintili 12 puan türü) öğrenci alıyor. Bu puan türleri için iki ayrı aşamalı bir sınav sistemi uygulanıyor: Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) (LYS-1-2-3-4-5). LYS’lere giriş için YGS’de 100-500 aralığında ham olarak en az 180 almak gerekiyor. YGS’ye giren adayların en az yüzde 80’i bu hakkı elde edebiliyor (2010-YGS’de 1.214.091 aday).
Böylesine büyük sayıda adayın girdiği bu merkezî sınav ve yerleştirme sisteminde her dönem, soruların çalınması, toplu ya da bireysel kopya çekilmesi, yanlış soru gibi sorunlar yaşanması da kaçınılmaz oluyordu. Bu yıl bu sorunlara bir de “şifre” konusu eklendi.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı tarafından bizzat kabul edildiği gibi, 2011-YGS’de doğru cevaplar seçeneklere (sehven de olsa) bir sistematik dâhilinde dağıtılmış. Medyaya dağıtılan kitapçıkta seçeneklerin küçükten büyüğe ve alt alta bu kez büyükten küçüğe sıralanması durumunda doğru cevap, örtüşen seçenek olarak ayarlanmış. Bu şekilde oluşturulan kitapçıktan hiçbir adaya verilmemiş olduğu, dolayısıyla da “haksız kazanç” sağlama durumunun oluşmadığı ÖSYM’ce ortaya konuyor. Ancak ÖSYM, medyaya dağıtılan kitapçıkta neden böyle bir uygulama yapıldığı ve kimlerin bunu yaptığı konularına bir açıklık getirmiyor. Adaylara dağıtılan bazı kitaplarda da doğru seçenek, en büyük sayının sağındaki seçenek olarak kurgulanmış. Aynı şekilde ÖSYM, bu kitapçıklarda da neden böyle bir uygulama yapıldığı ve kimlerin bunu yaptığı konularına bir açıklık getirmiyor.
“Şifre” konusu savcılıkça inceleniyor. Bir kasıt var mı, bu durum az ya da çok bazı adaylara haksız avantaj sağlıyor mu, bunları ortaya koyacak savcılığın incelemesi.
Ancak, savcılık sonucu ne olursa olsun, kamuoyunun, özellikle de bu sınavı yaşamsal bir dönüm noktası olarak gören yaklaşık 2 milyon adayın neredeyse tümünün YGS-2011 ve ÖSYM’ye olan güven kaybı duygusunu engellemeyecek gibi görünüyor. Bunda, olayı çok hızlı kavrayamayan ve çıkan krizi iyi yönetemeyen ÖSYM Başkanı’nın çok önemli bir rolü var. Üstelik bakanından Başbakan’ına, Meclis Başkanı’ndan Cumhurbaşkanı’na tüm devlet yetkililerinin, savcılık soruşturmasının sonucunu beklemeden, ÖSYM’ce yapılan açıklamaları “ikna edici”, “tatmin edici” olarak değerlendirmesi de şüpheleri gidermek yerine daha da artırmış gibi duruyor.
YGS-2011’e giren adaylar rahatsız. Aylarca emek harcadıkları, ter döktükleri, özverilerde bulundukları bu sınavda birilerinin çalışmadan hak etmeden iyi puanlar alabileceğinden şüpheleniyorlar. LYS puanlarına en az yüzde 40 oranında katılacak olan YGS ham puanlarının çok önemli olduğunu çok iyi bilen adaylar, böylesine keskin rekabetin olduğu bir sınav sisteminde en ufak bir şüpheyi bile kaldıracak gibi görünmüyorlar. Sokaklara çıkmaları, seslerini duyurmaya çalışmaları da hep bu önemden ileri geliyor.
Peki, ne yapılabilir?
Yapılması gereken şey çok net. YGS-2011’in iptal edilememesi ve sonuçların açıklanmaması isabetli oldu. Ancak, YGS-2011 puan sonuçları, sadece YGS puanı ile alan önlisans ve çok az sayıda yüksekokul altındaki lisans yükseköğretim programlarını tercih edecek adaylar için kullanılacak, YGS-2011 ham puanları kesinlikle LYS puanlarına katılmayacaktır. LYS puanları içinde YGS ham puanları olmadan sadece LYS ham puanları ile oluşturulacak, LYS puanları ile alan lisans yükseköğretim programlarını tercih edecek adaylar, içinde YGS ham puanları olmayan LYS puanları ile tercihlerini yapacaktır. Bu, YGS’si iyi geçen ve bu tür bir hilenin içinde olmayan dürüst adayları olumsuz etkileyecektir. Ancak, adayların tümüne yakınınca hep şüphe ile yaklaşılması ancak böyle aşılabilir.