SARKOZY TÜRKİYE’DE
Türkiye-Fransa ilişkilerinin yaklaşık 500 yıllık geçmişi var. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin 25.02.2011
tarihindeki ziyareti iki ülke arasındaki ilişkilerin, Sarkozy’nin Türkiye AB üyeliğine olan karşıtlığının, G-20 ülkelerinin
gündemindeki konuların tekrardan tartışılmasına veaile oldu.
FRANSA CUMHURBAŞKANI NİCOLAS SARKOZY’NİN TÜRKİYE ZİYARETİ.
Türkiye-Fransa İlişkileri
Türkiye ile Fransa’nın diplomatik ilişkileri üzerinden yaklaşık 476 yıl geçmiştir. İki ülke diplomatik ilişkilerinin Kanuni Sultan Süleyman ve I. Fransuva zamanında dostluk şeklinde başlamıştır. Muhteşem Süleyman döneminden itibaren Fransa ekonomik, mali, hukuki, kültürel vb alanlarda geniş kapitülasyonlar verilmiş; bu kapitülasyonlar daha sonra sürekli hale getirilmiş; Osmanlı dönemi reformlarında Fransa’nın örnek alındığı birçok alan olmuştur.
Osmanlı Devleti, 1789’da yaşanan Fransız devriminin getirdiği milliyetçilik, anayasa, ulusal egemenlik, eşitlik, özgürlük, kendi geleceğine kendi karar verme gibi kavramlardan olumlu-olumsuz etkilenmiştir. 19. ve 20. Yüzyıl Fransa’sının Osmanlı devletinin paylaşımında, sömürülmesinde ve parçalanmasında önemli bir etkisi olmuştur. Buna rağmen Türkiye Cumhuriyetini kuran kadroların yeni rejimi inşa sürecinde, özellikle otoriter ve devlet kontrollü laiklik ve jakoben anlayışla Fransa’dan fazlasıyla etkilendiklerini söyleyebiliriz.
Sarkozy Dönemi İlişkiler
Bu gün bulunduğumuz noktada yani Sarkozy dönemi Fransa’sına Türkiye’ye tepeden bakan hatta dışlayan, AB alınmaya layık görülmeyen, Türkiye’yi Ortadoğulu bir ülke olarak gören bir anlayışın egemen olduğunu görüyoruz. Sarkozy bu anlayışını, diplomatik anlayıştan uzak bir şekilde her ortamda adeta Türkiye’nin yüzüne çarpmaktadır.
Son yıllarda Türkiye’den Cumhurbaşkanı ve Başbakanlık düzeyinde Fransa’ya resmi ziyaretler gerçekleşmişken Fransa’dan aynı resmiyette karşılık gelmemiştir. Sarkozy’nin, bu gün gerçekleşen kısa süreli gayrı resmi ziyareti kendi dönemi için ilk bir ilktir. Fransa’dan Türkiye’ye cumhurbaşkanı düzeyinde en son yapılan resmi ziyaret, 1992 yılında, François Mitterand döneminde gerçekleşmişti. Türkiye’nin, ziyaretin şekli ve süresini değiştirme çabasına rağmen Sarkozy’nin bu kısa süreli ziyareti gerçekleştirmesi, Türk tarafını üzmüştür. Fakat yine de bu ziyaretin gelecek dönemdeki ilişkiler açısından ümit verici olmasını dilemek gerekir.
Sarkozy’nin Türkiye’ye Bakışı
2007 yılında Fransa Cumhurbaşkanı olan Sarkozy’nin Türkiye ve Türkiye’nin AB’ye üyeliğiyle ilgili düşünceleri genel anlamda negatif olmuştur. 2007 yılındaki seçim kampanyasını göçmen karşıtı (kendisi, geçmişiyle ilgili sorulan sorulara “Evet ben bir göçmen çocuğuyum, bir Macarla Selanikli bir Yunanlının oğluyum” diye cevap vermektedir.) ve milliyetçi bir damar üzerinde yoğunlaştırmıştı. Göreve geldiği sırada da “Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde yeri yoktur, zira Asya’dır” demişti. Daha sonraları da bu gün kaynamakta olan Kuzey Afrika dâhil Akdeniz’e kıyısı olan ülkeleri AB ile yakın ilişkiye sokacak bir “Akdeniz Birliği” kurulmasını önermiş, Türkiye’nin de burada yer alması gerektiğini savunmuştu. Aynı Sarkozy, Türkiye’nin G-20 üyeliğine bile itiraz etmiş, Türkiye’nin yerine G-20’ye Mısır’ın alınmasını bile önermiştir.(Murat Yetkin, 25.02.2011 Radikal Gazetesi)
Ankara ziyaretinden önce Posta Gazetesinden Mehmet Ali Birand’ın yazılı olarak yaptığı mülakatta sorduğu Türk kamuoyu sizi, ‘Türkiye’yi sevmeyen, onu Avrupa Birliği dışına itmek isteyen bir lider’ olarak görüyor. Bu algılama doğru mu? soruya “bana sorduğunuz bu soru daha ziyade Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası plandaki yeriyle ilgili. Türkiye büyük bir ülke. Doğu ile batı arasında bir köprü, iki dünya arasında bir bağlantı teşkil etmesiyle yeri doldurulamayacak role sahip bir ülke. Günümüz dünyasının her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğu bu rolü başka hiçbir ülke oynayamaz. Bu da demektir ki, Türkiye o eşsiz yerini hâlâ muhafaza ediyor.
İşte bu nedenle, Türkiye ile Avrupa Birliği’nin aslında ne Türkiye’ye ne de Avrupa Birliği’ne faydalı olacak bir tam üyeliğe kadar gitmeksizin, mümkün olduğunca sıkı ilişkiler yürütmeleri gerektiğine inanıyorum” cevabını vererek Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği ile ilgili düşüncelerinin değişmediğini göstermiştir. (Mehmet Ali Birand, 25.02.2011 Posta Gazetesi)
Fransa’nın, Sarkozy döneminde Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği noktasında hep kırmızıçizgileri olmuştur. En iyimser haliyle Türkiye için imtiyazlı ortaklık düşünen Fransa, Türkiye ile AB arasındaki müzakere sürecinde Tarım ve Hayvancılık, Ekonomik ve Parasal Politika, Bölgesel Politika, Bütçe ve Kurumlar gibi başlıkları bloke etmiştir.
Sarkozy’nin Sebebi Ziyareti
Fransız Cumhurbaşkanı’nın ziyareti resmi bir ziyaret değil bir iş ziyaretidir. G-20 Ülkeleri Grubu Dönem Başkanı sıfatıyla gelen Sarkozy’nin Ankara’daki görüşmelerinin odak noktası Fransa’nın G-20 Başkanlığı dönemindeki önceliklerini anlatmak ve bu konuda görüş alış verişinde bulunmak olacaktır. Sarkozy, Mehmet Ali Birand ile yaptığı yazılı söyleşide Türkiye ziyaretinin amacını şöyle ifade etmektedir. “Türkiye’ye gelerek, büyük dost ve müttefik bir ülkeyi; dünya işlerinde gitgide daha aktif rol oynayan bir ülkeyi; Fransa’nın tarihi ilişkiler paylaştığı bir ülkeyi ziyaret ediyorum… Bu aynı zamanda G-20’nin vazgeçilmez bir ortağına gerçekleştirilen bir ziyaret… bu ziyaretin birinci hedefi, fikirlerini ve ümit ediyorum desteklerini almak üzere, en yüksek düzeyde Türk yetkililerle G-20 Fransa Dönem Başkanlığı takvimi konusunu derinlemesine tartışmak olacaktır.”
Bu yılki G-20 Liderler Zirvesi, 3-4 Kasım 2011’de Fransa’nın Cannes kentinde yapılacaktır. Fransa’nın G-20 Dönem Başkanlığı’nda ele alınmasını istediği altı adet konu başlığı var. Bunlar: Ekonomi politikalarının koordine edilmesi, Küresel makro-ekonomik dengesizliklerin azaltılması, finansal denetimlerin artırılması, uluslar arası alanda daha güçlü finansal regülasyon (devletin doğrudan müdahalesi), küresel emtia fiyatlarındaki volatiliteyle mücadele, küresel yönetişimin iyileştirilmesi ve kalkınmaya yönelik çalışmalar şeklinde sıralanabilir.(Pelin Cengiz, 24 Şubat 2011 Taraf Gazetesi) Sarkozy, G-20 Dönem Başkanlığını hem uluslar arası arena’da hem de Mayıs 2012’de ülkesinde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde bir avantaja dönüştürmek istemektedir.
G-20 üyesi olan Türkiye’den dönem başkanı olarak Sarkozy’nin beklentileri de var elbette. “Türkiye’nin G-20 içinde tümüyle yer almasını, büyüme ve istihdam lehine daha büyük bir uluslararası ekonomik koordinasyon sağlamak konusunda ilerleyebilmemiz için G-20 içinde kendisine düşen rolü tam olarak oynamasını istiyorum”
İkili görüşmelerde Sarkozy’nin ajandasındaki bu konuların yanında Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki gelişmeler, Lübnan ve Pakistan, Türkiye’nin AB süreci, Türk limanlarının Rum gemilerine açılmasıyla ilgili Ek Protokol’ün uygulanması ve 2010 yılında 12 milyar avro tutarında gerçekleşen ikili ticareti daha da geliştirmek gibi konular da ele alınacaktır.
Sadık CAN. 25 Şubat 2011
işte kimin babası ya harika muhteşem (perfect) xd