Özal ve Başkanlık Sistemi
Özal Fransa, Erdoğan Amerikan modeli istedi
Başbakan Erdoğan’ın son açıklamalarıyla tekrar gündeme gelen başkanlık sistemi tartışmaları yeni değil. 8. Cumhurbaşkanı Özal da başkanlık sistemi istiyordu. Özal, Fransa modelini isterken, Erdoğan’ın tercihi Amerikan modeli…
Türkiye’de Başkanlık sistemini gündeme getiren ilk siyasetçi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan değil, Turgut Özal olmuştu.
Şu an AK Parti hükümetinde görev yapan Prof. Burhan Kuzu, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın danışmanıydı. Ve Özal, ölümünden üç hafta önce kendisinden başkanlık sistemiyle ilgili çalışma istedi.
Kendisine sistem üzerinde çalışma yapması için görev verilen Kuzu o günleri şöyle anlatıyor:
“Özal başkanlık sistemini çok samimi savunuyordu. Demirel de savundu ama daha pragmatik. 5 artı 5’le bir daha gelebilirim diye. Özal cumhurbaşkanıyken beni çağırdı. ‘Bu makamı bırakıyorum. Sıkıldım, burası bana göre değil. Dar geldi. Beni buraya ittiler. Benden sonra gelen hükümetle de Türkiye’ye mahvettiler. Hocam Balkanlar’a gidiyorum, oradan Kafkaslar’a geçeceğim. Sen hazırlığını yap. Parti kuruyorum, seni listeme aldım’ dedi. Ben de yaptım. Ama Balkanlar’a, Kafkasya’ya gitti, geldi ve vefat etti. Konuşmadan üç hafta sonra. Önce parti kuracaktı. Güçlü gelirse başkanlık modelini düşünüyordu.”
‘YEREL YÖNETİMLER GÜÇLENDİRİLMELİ’
Peki Özal’ın kafasında nasıl bir başkanlık sistemi vardı? Bu soruyu da Özal’ın yakını ANAP’lı eski bakanlardan Hüsnü Doğan, şöyle anlattı:
“İsterseniz madde madde sayayım:
Başkanı halk seçecek… 4 yıl için.
En çok 2 dönem görev yapacak.
Kabine, Meclis dışından olacak.
Bakan sayısı azalacak… En çok 17-18.
Turgut Bey bir de şunu söylüyordu: Başkanlık Sistemi’nin iyi işlemesi için yerel yönetimlerin güçlendirilmesi lazım.”
FRANSA MODELİ İSTİYORDU
Özal’ın en yakın adamlarından biri olan eski bakan Ekrem Pakdemirli de Özal’ın, ABD modelinden çok Fransa’daki gibi bir başkanlık sistemi istediğini aktardı.
BAŞKAN HÜKÜMETİ MECLİS DIŞINDAN SEÇER
Yine ANAP’lı bakanlardan Mehmet Keçeciler de Özal’ın neden başkanlık sistemi istediğini şöyle anlattı:
“Turgut Bey şöyle diyordu: Yüzde 10 seçim barajı yüksek. Yüzde 10 barajını daha ne kadar savunabiliriz? Bir gün mutlaka inecek. Baraj inince de Meclis’e 7-8 parti girecek. Belki 10 parti. Ve zayıf koalisyonlar dönemi başlayacak. Koalisyon hükümeti taviz verir. Bazen devletten taviz. Bazen ekonomiden. Ve siyasi karmaşa doğar. Oysa istikrar çok önemli. İstikrar için de, Başkanlık Sistemi.
Bizde Cumhurbaşkanı zaten çok yetkili. Parlamenter sistemde olması gereken yetkinin fazlası verilmiş durumda. Öyleyse birkaç yetki daha verirsin olur, sana Başkanlık Sistemi. Başkanı halk seçer. Başkan da hükümet üyelerini ama Meclis’ten değil, Meclis dışından. Böylece hükümet, siyasi etkilerin dışında tutulur. Siyasetçiler çekişebilir, siyasi kriz doğabilir ama ülkede bir kriz çıkmaz zira Başkanlık Sistemi vardır.”
ERDOĞAN: İDEALİ AMERİKAN MODELİ
Başbakan Recep Erdoğan, son olarak geçtiğimiz hafta başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili olarak “Bu konuyu 12 Haziran seçimlerinden sonra referanduma götürmeyi düşünüyorum” dedi.
Erdoğan başkanlık sistemiyle ilgili ilk kez 2003 yılında konuşmuş ve ideal olan siyasi yapılanmanın ABD modeli olduğunu belirterek, “Başkanlık ve yarı başkanlık sistemi siyasetteki arzumdur” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Erdoğan, “Benim için ideali Amerikan modelidir. Bu modelle yasama ve yürütme arasındaki müdahaleler ortadan kalkar. Yani bir milletvekili eğer bakan olduysa, milletvekilliğini bırakıyor, sadece bakan oluyor. Kaldı ki, dışarıdan da rahatlıkla bakan atayabiliyorsunuz. Türkiye’deki sıkıntı buradan kaynaklanıyor” diye konuşmuştu.
Kaynak: Ntvmsnbc