Mubarak idam edilmemeli
MURAT YETKİN
Politika / 31/01/2012 Radikal Gazetesi
Mahkeme Mubarak’a idam cezası verse dahi Mısır yönetiminin uygulamaması için gerekirse Gül devreye girmeli.
İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesinin hafta sonunda Mısır’da yayımlanan Rûz El Yusuf’a dayanarak verdiği habere göre, Mısır’ın devrik devlet başkanı Hosni Mubarak bazı dünya liderlerine mektup yazarak kendisi ve ailesinin hayatının kurtarılması için yardım istemiş.
Mubarak’ın yardım istediği ülkelerin listesi ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Suudi Arabistan, Kuveyt, Bahreyn ve Lübnan. Yazıyı yazarken Cumhurbaşkanlığı kaynaklarına sorarak Türkiye’ye henüz bir başvuru olmadığı cevabını aldım.
Mubarak, 25 Ocak 2011’de Kahire’deki Tahrir Meydanı’nda başlayan protesto gösterilerine daha fazla karşı duramamış ve 11 Şubat’ta istifa etmiş, yerini 30 yıldır demir yumrukla sürdürdüğü iktidarında istihbarat örgütü El Muhaberat’ın başı olarak kendisine en yakın isimler arasında bulunan Omar Süleyman’a bırakmıştı. Yargılanmasına hasta sedyesinde ve (kendisinin yıllarca muhaliflerine reva gördüğü üzere) demir kafes içinde 3 Ağustos’ta başlanan Mubarak için savcılık idam cezası talep ediyor.
Mısır, Tahrir devriminden bu yana demokratik bir siyasi atmosfere doğru sancılarla da olsa adımlar atıyor. Soğuk Savaş yıllarından bu yana İslam radikalizminin temsilcisi olan İhvanı Muslim-Müslümanların Kardeşliği örgütünün bu süreçte merkeze doğru kayarak Özgürlük ve Adalet Partisi (ÖAP) adı altında ılımanlaşması da bu sürecin partisi; tıpkı Tunus’ta En Nahda hareketinde olduğu gibi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 14 Eylül’de Kahire’de yaptığı konuşmasında laiklik kavramına da yeni bir boyut getirmesi rastlantı sayılmamalı.
Ölüm cezasının bir ceza olmaması ve hukuken de ahlaken de sorunlu olduğu inancıyla o tartışmaya burada girmek istemiyorum; işin insani boyutu yanı sıra siyasi boyutu da bulunuyor.
Mubarak’a verilmesi muhtemel ölüm cezası belki Mısır yasalarına uygun olacaktır, ancak Mısır’ın yürümeye başladığı çağdaş demokrasiler yolu bakımından meşru olmayacaktır. Dahası, bu ölüm cezasının verilmesi durumunda infaz edilmesi, Mısır’da sağlıklı bir siyaset hayatının gelişmesi açısından da sorunlu olacağa benziyor.
Irak’ta 20 Mart 2003’te başlayan ABD işgal harekâtı sırasında, aynı yıl 13 Aralık’ta yakalanan devrik devlet başkanı Saddam Hüseyin’in 5 Kasım 2006’da çarptırıldığı ölüm cezasının o yıl 30 Aralık’ta infaz edilmesinin Irak’ın geleceğine faydası ne oldu?
Biraz daha geri gidelim. Pakistan Başbakanı Zülfikar Ali Butto, General Ziya Ül Hak önderliğindeki bir darbe ile 5 Temmuz 1977’de devrildi. Bir tiyatro oyununa benzeyen düzmece yargılama süreci 18 Mart 1978’de tamamlandı ve 4 Nisan’da idam edildi. O dönem Türkiye’de Başbakan olan Bülent Ecevit’in Butto’nun hayatının bağışlanıp Suudi Arabistan’a ömür boyu sürgüne gönderilmesi için General Ül Hak’a yazdığı mektup sonuç getirmedi. Sadece Pakistan değil, bütün o bölgenin bugün içinde bulunduğu siyasi istikrarsızlık ortamı açısından o idam dönüm noktası oldu.
Mısır diğerlerine örnek olmalı
Mısır’da mahkemenin kararı Mubarak’ın idam edilmesi yönünde olsa bile o infazın yapılmaması, hem Mısır’ın siyasi itibarını arttıracak hem de Arap Baharı’nın etkisi altındaki diğer ülkeler için de örnek olacaktır; Beşar Esad yönetimindeki Suriye buna dahildir.
İş o aşamaya geldiğinde Türkiye’ye, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de bir iş düşebilir; Gül de idam cezası alması halinde yerine getirilmemesi için Mubarak’a destek olabilir.
Konunun insani ve siyasi olması yanı sıra bir başka vefa boyutu da vardır.
1998 yılında Türkiye Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 1 Ekim konuşmasıyla Suriye’ye ültimatom verdiğinde devreye giren iki liderden birisi Mubarak olmuştu. Diğeri İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi idi ve daha çok Hafız Esad rejimini kollamayı amaçlıyordu. (Teşekkür mektupları Köşk arşivindedir.) PKK’nın aksine inanmak istemesindeki ısrara karşın, Abdullah Öcalan’ın yakalanması ve (hava sahası kullanımı bakımından) getirilmesi sürecinde Mısır yönetimi ve istihbaratından aldığı destek İsrail’inkinden çok fazladır.
Türkiye, bütün sorunlara karşın demokratikleşmede belli mesafeler aldıysa, Öcalan’a verilen idam cezasının önce infaz edilmemesi, sonra da idam cezasını kaldıracak özgüveni göstermesi sayesinde olmuştur.
Yeni Mısır yönetiminin buradan çıkaracağı sonuçlar olmalıdır.