Geronimo öldü mü?
Orhan Tekelioğlu.
08/05/2011 Radikal İki.
Mitler esastır, mitler ikili karşıtlıkla kurulur. Her muzaffer iyilik anlatısının bir karşıtı da olmak zorundadır. O halde, Geronimo sahiden ölmüş olabilir mi?
Başkan Obama operasyonu güvenlik danışmalarıyla beraber Beyaz Saraydan “gerçek zamanlı” olarak izliyordu. Sıkıntılı ve suskun insanlarla dolu bu ofiste iki ekran vardı. Washington’daki bir başka ofisten gelen görüntüde CIA Başkanı Leon Panetta, uydu yoluyla aktarılan öteki ekrandaki görüntüleri Başkan ve ekibine aktarıyor, yıllardır aranan “bir numaralı halk düşmanı” Bin Ladin için “Geronimo” kod ismini kullanıyordu. Zaman bir türlü geçmek bilmiyor, dakikalar saatler gibi geçiyordu. Nihayet, 40. dakikada, odadakiler Panetta’nın sözleriyle rahatladılar: “Hedefe ulaşıldı. Geronimo’nun görseli elde edildi. Geronimo artık bir EKIA (enemy killed in action—operasyon esnasında öldürülen düşman).” Obama, ekibine memnuniyetle baktı ve “Onu hakladık” dedi. Bu anlatıyı, BBC’nin internet sitesine operasyondan sonra konan metinden aktardım. Farkındaysanız, bir filmi anlatan bir muhabirin anlatısını kafamızda canlandırırken biz de kafamızda yeni bir anlatı izler gibi oluyoruz. Günlerdir hemen her mahfilde üretilen, birbiriyle yarışan, bazen eş düşen, bazen de karşıt kalan onlarca anlatının hem bir “fazlası” var, hem de bir “eksiği”. Eksiğini zaten biliyorsunuz, ölüm hâlinin görüntüleri. Ama “fazlası” zihinde yarattığı anlatılarla, o anlatıların ürettiği sanal görüntülerle “olayı” daha da “gerçek” yapıyor. Bir hiper-realite durumu bu. Onlarca paralel anlatının yarattığı, neredeyse bir dudağı yerde bir dudağı gökte, biri “iyi”, öteki “kötü” iki karşıt gücün birbiriyle mücadelesini anlatan efsanevi bir kurgunun her gün çoğullaşan ve daha da derinleşen bir hakikatlar silsilesi. Birçoğunu çoktan duydunuz zaten. Yine de, bir ikisini hatırlamak faydalı olabilir.
Ölü ya da diri
Örneğin, Kalifornia Üniversitesi Los Angeles kampüsündeki Çevre Çalışmaları Bölümü’nden Thomas Gillespie 2008’de Bin Ladin’in bulunabileceği muhtemel yerleri eko-sistemler anlamak için kullanılan uydu görüntüleri yardımıyla modellemiş ve yüzde 90’lık bir isabetle geçen hafta yakalandığı bölgeye (Kurram eyaleti) işaret etmiş. Bu bilgiyi de içeren makalesi 2009’da MIT International Review’da yayımlanmış. Daha da ilginci, bu modelleme tekniğinin yok olmakta olan canlı türleri için kullanılmakta oluşuydu! O türler, nasıl insanların çok az olduğu bakir alanlarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlarsa, güvenlik kuvvetlerinin peşinde olduğu kişiler, kaçakları barındırmasıyla bilinen bölgelerde bulunmalıydılar. Belli ki, Amerikan tahayyülünde kaçaklara dair çok güçlü bir kültürel bellek mevcut. Nitekim, Bush döneminde Bin Ladin için hazırlanan posterlerde, Western filmlerinde görmeye alıştığımız cinsten, “ölü ya da diri” teslimi hâlinde kafasına ödül konan bir “kaçağın” resmi basılıydı. Poster dolaşıma girdikten sonra yapılan yorumlarda, Bin Ladin’in Afganistan’ın ulaşılması zor mağaralar ve geçit vermez kayalıklarla kaplı dağlarında saklandığından dem vurulup ondan 21. yüzyıl Geronimo’su olarak söz ediliyordu.
Halk düşmanı
Önce tuhaf bir ironiyi çözmemiz lazım. Nefret edilen ve sonradan benimsenen Geronimo ve Apaçiler. Ancak böylece neden Geronimo’nun bir kod isim olarak kullanıldığını anlayabiliriz. Beyaz adamın sömürgüleştirdiği toprakların yerli halkının (“yerlilerin”) işgalcilere (hem Amerikalılar hem de Meksikalılar) karşı direnişinin simgesiydi Geronimo. Bu, düşmana kök söktüren Apaçi savaşçısı yıllarca (1858’den 1886’ya kadar) yakalanamadığı gibi, sürekli saldırarak nefret edilir olmuştu. “Halk düşmanı” olarak yakalanması coşkuyla kutlanan bu savaşçı, kültürel bellekten asla silinmedi. Öyle ki, örneğin, paraşüt eğitiminde acemiler kendilerini boşluğa bırakırken, bu cesaret gerektiren atlayışı “geronimo” diye haykırarak yaparlar. Delice, ama özünde cesur davranışlara argoda “geronimo” denir. Ordunun en savaşçı hava birliklerinden birinin adı “geronimo”dur, hatta bu birlik, Irak ve Afganistan saldırılarında en ön safta yer almıştır. Yine, saldırı helikopterlerinin ismi de “Apaçi”dir. Yenmesine rağmen, yendiğini bir türlü kabul edemeyen, geçmişini ancak böyle “isimlerle” temize çıkarabileceğini sanan bir kültürün bir buhran anında aslına rücû ettiğinin sahih bir ispatı değil midir, Bin Ladin’e “Geronimo” demek?
Medeniler ve vahşiler
Neden Geronimo? Sorunun cevabı, Barthes’ın 50 yıl önce yazdığı yazıların toplamından oluşan Mitolojiler (1957) kitabında bulunabilir. Mitler (efsaneler ya da söylenceler), bir toplumun bireylerinin kültürel belleklerinde yer eden ve birbirleriyle kolayca anlaşmalarını sağlayan, herkesin kabul ettiği ortak anlatılardır. Örneğin, Amerikan kültürel belleğini en kolay ele veren anlatıları, western filmlerinde bulabiliriz. Bireysellik ideolojisinin oluşturduğu bu toplumun tarihine göndermede bulunsa da günümüz insanının korkularını, zaaflarını ve zaferlerini anlatır bu filmler. İkili karşıtlıkla oluşur anlatıları. Dört temel karşıtlıktan söz edebiliriz. Bir topluluğu “olanlar” ve “olmayanlar”, toplulukların “iyi” ve “kötü” ve yine “güçlü” ve “zayıf” bireyleri. Ayrıca, iki toplum tipi de ayrıştırılır: “Medeniler” ve “vahşiler”. Huzur içinde yaşayan bir toplumun (ABD) daha küçük bir topluluğunun (New York) başına, hiç beklenmedik bir anda, bir felaket gelir (kulelere saldırı), toplumun düzeni temelden sarsılır. İşin bir müsebbibi (kötüsü) vardır, medeni olmayan dış dünyadan (“vahşi batı”) gelmiş ve medeniyeti tehdit etmektedir. Çoğunluğunu oluşturan “zayıf” bireyler bu işten hoşlanmasa da sinmişlerdir. Onları ancak “güçlü” biri bu badireden kurtarabilir. Ancak, hem “güçlü” hem de “iyi” birinin başında olduğu bir toplum, medeni âlemi de yönetebilir. Ertesi gün Obama’nın, kararlı bir ifadeyle ekrana çıkıp şahsi iradesiyle yönettiği muzaffer bir harekattan bahsetmesi, bu mitin anlam evreninin ortak bellekte uyanmasını sağlar. Görüntüsü verilse de verilmese de, ortak bellekteki mit sayesinde, iyinin kötüye karşı galebe çaldığı anlaşılır hâle gelir. Yine de, unutmayalım: Mitler esastır, mitler ikili karşıtlıkla kurulur. Her muzaffer iyilik anlatısının bir karşıtı da olmak zorundadır. O hâlde, Geronimo sahiden ölmüş olabilir mi?
ORHAN TEKELİOĞLU: Bahçeşehir Üni.