Devrim İçin 3 Yıl Gerek
Kifaye , Demokrasi ve Sosyal Adalet için Ulusal Cephe , Demokrasi için Kadınlar gibi birçok hareketin öncü kadrosunda yer alan Mehdi, devrimcilerin rejimi besleyen Batılı güçlere karşı bir duruş sergilemediği eleştirisini reddediyor.
Mısırlı aktivist Rabab el Mehdi, Mısırlıların ilk kez ülkeye el attığını ama gerçek devrim için 3 yıl daha gerektiğini söylüyor.
İSTANBUL- Mısır, Hüsnü Mübarek’i deviren isyanın başladığı 25 Ocak’ın birinci yıldönümünde iktidarı bırakmamakta nazlanan orduya ihtar çekmeye hazırlanıyor. Devrimci hareketin solcu aktörlerinden Kahire Amerikan Üniversitesi öğretim üyesi Rabab el Mehdi, 25 Ocak’ta yetkinin meclise devredilmesini isteyeceklerini ama rejimle hesaplaşmanın en az 3 yıl daha alacağını belirtiyor. Mehdi Radikal’e Mısır devrimini anlattı:
Sloganlaştırdığınız gibi ‘Savra müstemarra’ mı (Devrim sürüyor) yoksa yolun sonu mu?
Devrim yıllar alır. Fransız devrimini, Bolşevik devrimini düşünün. Mısırlılar ilk kez iktidarı ele geçirme şansı elde etti, henüz başaramasa da… Bağımsızlıktan bu yana ilk kez halk kendi kaderine el attı. Sistemi kökünden kazımak zaman alacak.
Kahire’de sıradan insanlarda bile her tür diktatörlüğü devireceklerine dair özgüven gördüm. Tahrir zihinleri de değiştirdi sanırım…
Devrim Tahrir’le sınırlı değil. Devrim her yerdeydi. Devrim insanların zihinlerini değiştirmedi, insanlar devrimi kendileri yaptı.
Ordunun yetkiyi sivillere bırakacağına inanıyor musunuz?
Bırakıncaya kadar baskı sürecek. Kasımdaki gösteriler onları seçim tarihi vermek zorunda bıraktı. Haziranda seçim olacak. Şimdi 25 Ocak’ta yeni protestolara hazırlanıyoruz.
25 Ocak’ta ne talep edilecek?
Yetkinin meclise bırakılması.
Bunu sizce yapacaklar mı?
Hayır, ama bu baskıyla seçimi en geç haziranda yapacaklar.
Mısır ve Tunus’un aksine sendikaların olmadığı Libya gibi ülkelerde sürecin kolayca silahlı direnişe savrulduğu tespitine ne diyorsunuz?
Sendika olsun ya da olmasın şiddet şiddeti doğuruyor. İtalya’da faşizm sendikalardan geldi. Bolşevik işçiler silahlıydı. Sendika barışçıl gösterinin garantisi değil.
Özde antiemperyal
Mısır’da sendikaların rolü ne oldu?
İşçi hareketleri var ama önemsenecek sendika yok. İşçiler sendikalar aracılığıyla değil kendi kendilerine organize oldu. Gösteriler başlamadan çok önce işçiler greve gitti, bu bir başlangıçtı. Gösteriler başladıktan sonra 9-10 Şubat’taki grev ülkeyi felç etti. Sistem kendini devam ettirebilmek için Mübarek’i kurban etti.
Tahrir’de ideolojik bir duruşun yokluğunu neye bağlıyorsunuz?
Biz İsrail elçiliğinin önünde de eylemler yaptık. Anti-Amerikan ve anti -İsrail bir duruş kesinlikle gösterilerin ruhunda gizli. İlk 18 günde asıl slogan ‘İrhal’ (Bırak) idi. Ama başka sloganlar da vardı. Mesela ‘İbranice konuş, Arapça anlamaz’, ‘Ömer Süleyman ve Mübarek Amerikan casusu’. İnsanlar Mübarek’ten adaletsiz, antidemokratik, emperyalist, İsrail destekçisi olduğu için kurtulmak istedi.
Sol hareketler çok zayıf. Seçimde hiçbir varlık gösteremediler. Neden?
Sol kendi yolunu çizemedi. Tegammu rejime çok ödün verdi, kötü bir ün kazandı. Bundan kurtulmak yıllar alır. Sol adaletsizlikle savaşmak yerine İslamcılara cephe açtı.
Nefret ettiren soru
Kadının rolü için ne diyorsunuz?
Bu sorudan nefret ediyorum. Bu soru Müslüman ve Arap kadınlara önyargılarla dolu. Sizi kastetmiyorum. Batılı bir ülkede böyle bir protestoda asla kimse kadının rolünü sormuyor. Mısır kadınları onlarca yıl bütün mücadelelerde yer aldı. Kadınlar devrimin de eşit ortağı.
İslamcılarla da çalışma tecrübeniz oldu. Bu konuda neler diyeceksiniz?
Evet İslamcılarla, hatta Selefilerle birlikte çalıştık. Birlikte Mübarek’i devirdik. İnsanlar için çalışıp güvenlerini kazandıkları gerçeğini küçümseyemem. Benim için bu başlangıç noktası, onlardan hoşlanayım ya da hoşlanmayayım. Elbette değişmelerini arzuluyorum. Ama bunun yolu onlara bağırmak ya da ahmak demek değil. Onlara ahmak demek eşit derecede halka ahmak demek olur.
Sizde de İslamcı iktidar korkusu var mı?
Var ama halka güveniyorum. Halk başka bir yöne saparlarsa Mübarek’e yaptıkları gibi onları da def edecektir.
Hazirandan sonrası için ne bekliyorsunuz? İslamcılar ne yapacak?
Durum karışık. Yarın ne olacağını kestirmek zor. Devrim 3 yıl daha alır. Selefilerle Müslüman Kardeşler birbirinden tamamen farklı. Dahası birbirine rakipler. İslamcılarla laikler birine karşı, yanına orduyu alma çabası açısından eşit derecede aptallar. Geçmişte böyleydi, devrimden beri de böyle. Ama güzel olan şu: Çoğunluk başka bir yolu seçti. İslamcı-laik ayrımını bırakıp askeri rejimi devirme konusunda anlaştı.
Devrime Batılı yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Devrim karşıtı cephe var. Burada başı ABD, İsrail ve Arabistan çekiyor. Halk umurlarında değil. Önce Mübarek’i, şimdi askeri vesayeti destekliyorlar, kendi çıkarlarına dokunmadıkları sürece gelecek iktidarı da destekleyecekler. Medyanın yaklaşımı ise oryantalist ve sömürgeci. Bizi maymun gibi tasvir ediyorlar; konuşamazlar, devrim yapamaz. Araplar demokrasiden hoşlanmaz diye tartışmalar olurdu. Devrim başlayınca da ‘Bu Facebook devrimi’ dediler. Bunun Facebook’la, sosyal medya ile alakası yok. Bu, Batılı gazetecilerin karşılaşmadığı, İngilizce konuşamayan sıradan insanlarla ilgili bir mesele. Mücadele 10 yıl önce başladı, grevler, Amerikan karşıtı eylemler, Filistin için hareketler vardı. Bütün bunlar devrimi olgunlaştırdı.
Fehim Taştekin. 16 Ocak 2012 Radikal Gazetesi