Değişim ve tasfiye
AKİF BEKİ
12/04/2011 Radikal Gazetesi
Partilerin aday tercihlerini şu kıstasa göre tartıyorum: İki değişimi bir arada gerçekleştiren var mı
CHP, değişim değil tasfiye yaptı resmen. Baykal ve Sav hizipleri toplu kıyıma uğradı. Sol siyaset ve sosyal demokrasi ile uzaktan yakından alakası olmayan Haberal ve Aygün gibi isimler, bu niyetin göstergesi. Statüko cephesi kuruldu CHP’de.
MHP, merkez sağın eskilerine rağbet etti. Statükoya sıkı sıkıya sarılmanın bir başka tezahürü. ANAP ve DYP kökenli Sümer Oral, Bahattin Şeker, Murat Başesgioğlu ve diğerleri öne çıkıyor listede. Eskiye yöneliş, MHP’yi de ikinci bir statüko cephesi haline getiriyor bu seçimde. Engin Alan adı ise, CHP’den farklı olarak hakiye kaçan daha koyu bir Ergenekon tonuna bürüyor partiyi.
BDP’nin bağımsızlar listesi, İmralı’nın sol ittifakla seçime girme stratejisine uygun olarak şekillendi. Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü, Şerafettin Elçi, Yüksel Avşar sol blok kontenjanından BDP saflarına katılan isimler.
Değişim iddiasını aday listesine en güçlü şekilde yansıtan parti, AK Parti oldu yine. Kıdemlilerden liste dışında kalanların, yenilerden dahil olanların sayıca tuttuğu hacim buna delalet.
Eski ve yeni bakanlar, parti kurucuları ve üst kademe yöntecileri arasından da beklemeye alınanların olması önemli.
CHP de, oransal olarak AK Parti kadar ismi dışarıda bıraktı. Ancak siyasete yeni isimler kazandırmaya, kadrolarda yenileşmeye gelince durum değişiyor. Özellikle gençler en fazla AK Parti listelerinde yer buldu kendilerine. Ayrıca, nadasa bırakılanlar, AK Parti’nin gerek kendisi gerekse Türkiye için hâlâ bir gelecek tasarımına sahip olduğunu gösteriyor.
Neye göre?
Partilerin aday tercihlerini şu kıstasa göre tartıyorum: İki değişimi bir arada gerçekleştiren var mı? Yani hem parti içinde hem de Türkiye’de değişimi başarmaya talip olan hangisi?
Parti listelerindeki değişiklikler bazen değişimdir, bazen ise tasfiye. Bazı değişimler statükonun tasfiyesidir, bazıları statükoculuğa yer açmak anlamına gelir. Değişim zihniyette olur çünkü, tasfiye ise kadrolaşmak için yapılır. Arka planında nasıl bir vizyon yattığına bakar hepsi.
Statüko ile değişim arasında 10 yıldır devam eden muharebede son çarpışmadır bu seçimler. Partiler sadece aday listeleri yapmadılar, aynı zamanda cephe koalisyonları kurdular o yüzden.
AK Parti İzmir’de CHP ile Diyarbakır’da da BDP ile çekişmeye hazırlanıyor. Bu seçimin en büyük sürprizini sahil şeridinden, özellikle de İzmir’den bekliyorum onun için. Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay gibi siyasi profili yüksek iki bakanın liste başlarına konması, İzmir’e yüklenme kararlılığından.
AK Parti’nin isabetli seçimleri kadar, CHP’nin hatalı kararları da sahil şeridinde statükoyu bozabilir.
Diyarbakır’da ise yarışın iki ana oyuncu arasında geçeceği aşikar; AK Parti ve BDP. Listelerine bakarak, bağımsızların AK Parti’yi zorlayacağını kestirmek mümkün. Galip Ensarioğlu ve 3 kadın aday, BDP’nin geniş tabanına da değen isimler olarak çıkıyor karşımıza. Buna mukabil, AK Parti’ye karşı Altan Tan kartını oynuyor BDP.
Partinin ağır isimlerini kaydırmanın yanı sıra, en radikal değişiklikleri de Doğu ve Güneydoğu listelerinde yaptı AK Parti. BDP ile yarışta dengeleri nasıl etkileyeceğini merak ediyorum doğrusu.
Demirel’ci sağ hortladı
Hülasası…
CHP içerde değişim görünümlü tasfiye, dışa karşı ise Ergenekon tesirli bir statüko listesiyle selamlıyor seçmeni. MHP listesi de benzer bir elin ürünü. Her iki listede de Demirel’ci sağın gölgesi seziliyor. CHP yine de partide değişim, Türkiye’de statükodan yana sayılabilir kanımca.
MHP, “Partide de Türkiye’de de statüko’’ diyen yegâne parti.
BDP, yalnızca 41 ilde aday çıkaran bir bölge partisi olarak, ‘Türkiye’de değişim’ iddiasına baştan girmiyor zaten.
Beğenin ya da beğenmeyin, yaptığı listeyle ‘’Parti içinde değişim, Türkiye’de değişim’’ iddiasına sahip çıkan tek parti AK Parti. Türkiye kısmı tamam, ama kadrolarındaki değişimin seçmeni ne kadar tatmin ettiğini sandık gösterecek.