Bugüne yeter yarına selam
Kesin olan, gençlerin huzursuzluğuna, rüyalarına, yeteneklerine kulak vermeyen toplumların sağlıksız olduğu… Eğitim sisteminin iflas ettiği…
Gençsiniz. Güçlüsünüz. Düşleriniz var. İşsizsiniz! Düzenin gençlere en büyük hakareti onları işsiz bırakmak. Kapitalizmin gelişmiş ülkelerinde, Avrupa Birliği’nde, 25 yaş altı 5.6 milyon işsiz. Yunanistan’da gençlerin yüzde 60’ı, İspanya’da yüzde 56’sı, Portekiz’de yüzde 42’si, İsveç’te yüzde 25’i işsiz. Eğitim eskisi gibi işe yaramıyor. ABD’de 20-24 yaş arası üniversite mezunlarının yüzde 12’si işsiz. Asya, Afrika, Amerikalar… 75 milyon genç işsiz. Ne olacak? Ekonomik krizlerde savaş çözüm olmuş. Milliyetçi duygularla kamçılanan gençler kendilerini cephede bulmuş. Ölmüş. Öldürülmüş. Ancak günümüzün profesyonel ordularında ne büyük sayılarda gençlere yer var ne de onları eskisi gibi bayrakla kışkırtmak mümkün. Toplum nezdinde savaşlar, savaş kahramanları itibarını yitirdi. Masallarımıza defnedildi. Günümüzde askerler sokaklarda bile üniforma giymekten utanıyor. Dünya kabuk değiştiriyor. İşlevini yitirmekte olan ulus devletler, toplumların ahlak ve ideal yoksunluğunda, din, mezhep kavgalarına sahne. Düzen gençlerden kopuyor. Meşruiyetini yitiriyor. Küresel ekonomik kriz, demokrasinin kapitalizmi denetleyememesinin sonucu. Zengin-yoksul arasındaki makas açılıyor. Türümüzün tarihinde ilk kez yeni teknolojileri yaşlılar gençlerden öğreniyor. Yönetenlerle gençler arasında farklı diller, farklı değerler, farklı özlemler. Son birkaç yılda, ‘Yüzde 99 Biziz/ Occupy Wall Street’ hareketinde, Paris’de, Londra’da, Madrid’de, Stockholm’da, Atina’da, İstanbul ve Türkiye’de gençlerin ayaklanmaları, dünyanın her tarafında üniversitelerde öğrenci protestoları yarının habercisi. Tarihten tek bildiğimiz, binbir etmenin yan yana gelmesiyle vuku bulan sosyal patlama ve değişimlerin birdenbire, beklenmedik olduğu… Yakın geçmişimizde dünya savaşları, 1929 ekonomik krizi, ortada fol yok yumurta yok gibi gözükürken aniden parlayıp eski toplumun değerlerini alt- üst eden ’68 kuşağı, gençlerin nezdinde meşruiyetini yitiren Sovyetler Birliği ve müttefiklerinin direnişsiz çöküşü. Ne olacak? Kesin olan, gençlerin huzursuzluğuna, rüyalarına, yeteneklerine kulak vermeyen toplumların sağlıksız olduğu. Kesin olan, önümüzdeki yıllarda hızla yaygınlaşması beklenen 3D (üç boyutlu) yeni ucuz üretim teknolojileriyle, yeni yeni dolaşıma giren para yerine geçen ‘bit’lerle, gençlerin tüketimle denetlenemeyeceği. Kesin olan, on yıl sonraki meslek dallarının ne olacağının bile kestirilemediği günümüzde mevcut eğitim sisteminin iflas ettiği. Kesin olan, gençlerin mutsuz, egemen düzenden umutsuz olduğu. İleriki bir tarihten bakınca, ibretle gösterecekleri kişilerle kurumlar, bugünkü egemen düzenin gençleri özendirmek istediği başarı simgeleri. Biz köleci, sömürgeci geçmişimizi nasıl görüyorsak, yarın da, çevreyi katlederek zengin olan çağdaş karunlar, benden sonra tufan verimliliğinde çokuluslu şirketler, onlara eleman yetiştiren işletme fakülteleri, onlara meşruiyet veren hukuk sistemi, kolluk kuvvetleri… Hepsi aynı gözle görülecek. Gelecekten bize nasıl bakacaklarını ne kadar erken kestirebilirsek, kimilerine rüya gibi gelen kâbusumuzdan o kadar çabuk kurtulabiliriz. Türkiye’de gençler öncülüğünde Taksim ve ülkenin başka bir çok yerinde “Bugüne yeter, yarına günaydın” dendi.