AK Parti’nin kentleşme planı
UĞUR GÜRSES
18/04/2011 Radikal Gazetesi
Beyanname, ‘Türkiye Belediye Başkanı’ gözlüğü ile hazırlanmış kent mühendisliği kurgusuna dayalı bir proje gibi.
2023’e uzanan gelecekte ne olacak? Görüneni şu; Türkiye’nin nüfusu bugüne göre kabaca 11 milyonluk artışla 84 milyona ulaşacak. Peki, bu nüfus gelişiminin ana ekseni nerede olacak? Tabii ki büyük kentlerde; İstanbul, Ankara ve İzmir’de.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sadece 4 yıl değil, 2023’e uzanan bir perspektifte büyük kent odaklı bir açı koymasının ardında da bu gelişimin izi olmalı. Gelecekteki büyük kent gelişimini görerek, ilerideki temel sorunlara bugünden merkezi hükümetin eliyle ‘fiziksel’ çözüm üretme çabası. Makro hedefler akışa ve Türkiye’nin potansiyeline iyimser tahminler konularak bırakılırken göç ve kentleşme ile bunun yarattığı ve ileride yaratacağı ‘fiziksel’ sorunlara odaklanılmış. Ama açıkladığı kurgu içinde yeterli mi? Pek değil.
Vasıfsız işçi istihdamı mı?
2023’e uzanan yıllık ortalama ekonomik büyüme oranı telaffuz edilmese de 2023’te 2.1 trilyon dolarlık bir ekonomi olmanın yolu; 13 yılda kesintisiz kabaca yıllık yüzde 7 büyüme demek. Oysa ‘nasıl’ sorusu yanıt bulmuyor. İşsizliği yüzde 5’e, istihdam oranını (15 yaş üstü nüfusun) yüzde 50’ye getirme hedefi de havada. Bu hedef; 2023’e dek nüfus yılda ortalama 850 bin kişi artarken her yıl ilave olarak 700 kin kişiye istihdam sağlama vaadi demek! Peki, bu potansiyel işgücüne nasıl bir eğitim olanağı sağlanacak? Bu istihdam inşaat işçisi istihdamı mı olacak? 2007 seçimlerinde, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarma vaadi yer alıyordu. Bir adım ileri gidilmedi. Şimdi okulöncesi de dahil edilerek 13 yıla çıkarılacağı telaffuz ediliyor. Merak etmeyin, beyannamede yazılmamış olsa da Başbakan’ın konuşmasında var! Ne zaman? Hangi takvimde? Yine belli değil. Beyannamenin en özensiz ve savsaklanmış bölümünün eğitim olduğunu söyleyebilirim. Örneğin 2007 seçimlerinde ortaokullarda okullaşma oranı hedefi yüzde 90 konulurken, 2011’de bu yüzde 85 olarak telaffuz ediliyor. Fazla bir şey yapmadan, bugünkü 30. sıradan PISA’da ilk 10’a girme hedefi ise oldukça eğlenceli! Üniversitelerdeki eğitimin nasıl bir uluslararası rekabetçilik artışı sağlayacağı, bunun üretim kesimine nasıl bir katma değer artışı sağlayacağı kurgusu yok. 2023’e taşınacak tek şey var: YÖK!
Belediyeci açı
İşte bu yüzden, AKP’nin 2023 vizyonu, artan nüfusun nerede barınacağı, nasıl seyahat edeceği gibi ‘belediyeci’ bir açıya oturuyor. Ya gerisi? AKP’de, ‘Türkiye’nin potansiyeli büyüktür, kervan yolda düzülür’ bakışı kadar, ‘8 yıllık iktidarız, yaptıklarımıza bakın’ rahatlığına bırakılmış.
AKP’nin 2011 seçim beyannamesinde, büyük kentlere ve bunların altyapı, ulaştırma kanallarına ilişkin yatırım hedefleri ön plana çıkıyor. Bu dönemde özellikle demiryolu ağına ilişkin büyük hedefler konulmuş. “Hedefimiz, duble karayollarından duble demiryollarına geçiştir” deniliyor. Enerji politikasında ‘cari açığa ne olacak’ sorusuna yanıt veriliyor. Öyle görünüyor ki, cari açığın içinde yer alan büyük enerji ithalatının azaltılması için nükleer enerji işaret ediliyor.
CHP’nin ‘Aile sigortası’ programının ilanından sonra, AKP de bunu ‘hak’ temelinde kurumsal bir çerçeveye oturtma gayreti içinde görünüyor. Adı da ‘Aile Sosyal Destek Programı’ olmuş. Bununla, konut, eğitim, sosyal güvenlik ve gelir dağılımı politikasının tamamlayıcı biçimde, tek çatı altında ve de ‘hane odaklı’ uygulanacağı işaret ediliyor. CHP’nin ‘Aile sigortası’ ile oldukça benzer.
Özetle; AKP beyannamesi, ‘Türkiye Belediye Başkanı’ gözlüğü ile hazırlanmış kent mühendisliği kurgusuna dayalı bir proje gibi; makro ve insan sermayesinin ise akışa bırakıldığı, küresel ortamda nasıl rekabetçi donanıma sahip olunabileceğine ise pek dokunmuyor. Odak, yeni kentleşme ve inşaata oturunca, istihdamın da vasıfsız işçi artışına dayanmasına şaşmamak gerekir!